Şiirlerim
Zeugma’nın Gölgesinde Ölçüler ve Öyküler-5 /vahide uğur
SÖZ:🍃Karanlık,sadece böceklerin aydınlığıdır Bediâ...🍃
ŞİİR:🍃
ipil ipil bir yağmur vuruyor camı…
ne hatırsız bir soğuk var, ne tatlı bahar;
karpuzun mandalinaya savaşı gibi...Bedia /v.uğur🍃
YAZI:🍃
PAZARTESİ YAZILARI
5-YALNIZLIĞIN EVREKASI
Yalnızlık parmak izi gibidir Bediâ,kimsenin yalnızlığı kimseninkine benzemez...
Kim bilir belki de ilham dediğimiz nazlı sevgilinin ancak biz yalnızken geleceğini sezen yüce gönüllü nice sanatçılar,bu yüzden kalabalığa ihanet edip sürekli yalnızlıklarını beslediler…Belki de sanatçı dediğimiz bu ölümlü yaratıcılar,yaratmak için tanrıdan ödünç aldıkları parçaların kimse tarafından görülmemesi konusunda meleklere söz vermişlerdi.Olamaz mı yani!..Şaka bir yana,insanın yaratıcılığı hususunda konuyu din sahasına çekip de ‘yaratmak tanrının işi’ diye bitirmek falan hiç değil niyetim;zirâ kehanetlerin merkezine yakın coğrafyada doğup yaşamış bir kadın olarak,dinsel düşünüşle doğanın gerçeklerine ulaşılamayacağını çoktan öğrendim...
Sanatçı ve yalnızlığı derken, yalnızlığın önemini vurgulamak ve bazı şairlerin bu konuyla ilgili sözlerini de anımsamak istiyorum, yalnızlık üzerine yazdığım şiirlere değinmeden önce…Orhan Veli,’Bilmezler yalnız yaşamayanlar / Nasıl korku verir sessizlik insana’ deyip yalnızlığın yanında sessizliği eşantiyon vermiş…Turgut Uyar,’Hangi taşı kaldırsan,hangi cebini karıştırsan yalnızlık / Biliyorum günler hep böyle geçecek’ diyerek belki şikayet etmiş yalnızlıktan…Attila İlhan, yalnızlığın yanına karanlığı da katmış ‘Bu gece dağ başları kadar yalnızım / Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim / Gözlerim gözlerini arıyor durmadan / Nerdesin? demiş sevgiliye…Fazıl Hüsnü, ‘Belki bu mısralarım esecek gönüllerde / Fakat herkese uzak kalacak yalnızlığım’ diyerek kimsenin yalnızlığının kimseninkine benzemeyeceğini mi söylemek istemiş? Ümit Yaşar, ‘Üzerinde ümitle yaşadığımız / Dünyaya sığmıyor yalnızlığımız’ diyerek ‘Yer altında ölüler, gökte yıldız / Düşen yaprak, esen rüzgar yalnız / Dünyada yalnız olmayan ne var ?.. sorusunu aklımıza getirerek canlı cansız her şeyin bu duyguyla tanışıklığını vurgulamış olmalı?.. Ece Ayhan, ’Şiirimiz karadır abiler / kendi kendine çalan bir davul zurna / Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan ‘ diyerek şiir yazarken, şairlerin kafasındaki düşüncelerin kelimelerle güreştiğini söylemek istemiş belli ki…
Şiirler deyince, günlük yazmadan önce dantel işleyip radyo dinlediğim yıllara gidiyorum ve aklımın anıları doksanlara salıyor beni:Sol elimde mısır pamuğundan bir yumak beyaz ip, sağ elimde iğne gibi ince uçlu bir tığ, sesindeki huzurla ruhumuzdaki yalnızlığı emziren Suna Tanaltay…
Derken, yirmili yaşlarımda, yalnızlığı ‘gerçek yaratıcılık’ için hep önemseyen sözler yazıyorum günlüğüme:
Yalın olmaktır YALNIZLIK...
Yalansız BEN olmaktır…
Kendine dönmek,
Kendini okumak,
Kendini tanımaktır...
YALNIZLIK;
fazla ÖZGÜRLÜĞÜN öbür adıdır,
anlamdaşı da desek olur hani...
yalnızlık GEREKLİDİR bir de
sözgelimi kuluçkaya yatmış nice sıkıntıları
kedi tırmığı bir yelek işleyerek çözmesidir
bir kadının,soba başında...
yalnızlık DEĞERLİDİR
ne bileyim,
Pastör' ün bilgiyi mayalaması;
Arşimet'in "Evreka !" sı ;
V.Gogh'un karanlık yaşamının "Yıldızlı Gece"si;
yahut Picasso'nun savaşlara "Ağlayan Kadın"ı...
YALNIZLIK...
nice icatların mucidi, MUCİZESİDİR bil ki...
HEEY dostum!
asma yüzünü bu ebedî duyguya hadi!
YALNIZKEN yapabildiklerimiz kadar
var olacağız belki...
Ebedi bir duygudur yalnızlık, alışmak lâzım Bedia…
Zeugma’nın Gölgesinde Ölçüler ve Öyküler / vahide uğur
0 Yorum